26 Haziran 2014 Perşembe

Sorular

    Gülüp geçmek miz zor olan, yoksa kalıp savaşmak mı? Yada savaşı kaybetmek mi acı olan, yoksa onca bedele karşı kazanmak mı ? Bedelini ödediğin her şey güzel midir? yoksa bedel ödemeden vazgeçmek mi?

    Sorular sorular sorular.... Aklımda, dilimde, gözlerimde her yerimde sorular. Ve biliyorum ki cevaplayamadığın sorular delirtir insanı. Limittemiyim, tehlikedemiyim ?? Nerede durmalıyım, ne yapmalıyım?? Ne olduğumu bilmezken ne olmaya çalışıyorum.

Var mı cevabı olan ????

25 Haziran 2014 Çarşamba

Aylar Sonra Otobüs

        Aylardır yapmadığım bir şey Otobüse binmek. Evden durağa yürümek. Ve durakta otobüs beklemek.

       O sıcakta durakta beklemek nedir lan!!!

       Gölge olan yerde metrobüs içi gibi sıkışıklık var. Gölgenin olduğu yere bir götlük yer açsana diye giden var. Bu evrim acaba bu sıcaklarda bizi vampire çevirecek olmasın ???

       Ancak ufuktan otobüz gözükünce ve benim gittiğim hatta kimsecikler olmayınca ( tabi bekleme süresi diğerlerinin iki katı ) bom boş otobüs ne güzel gözüküyor insana. Birde klimalı olunca anaaamm. Nasıl sevindim lan.

Uzun lafın kısası. Otobüs zor zanaat be. İnsanda hep bir beklenti yaratıyor. Sürekli bekliyorsun. Hep bir umut var " bu gelen benim otobüs mü" diye askerden gelen sevgili bekler gibi bekliyorsun.

Zor valla zor

23 Haziran 2014 Pazartesi

Aslında hissettiklerim - Yemek Yemek

        Kimi insan yediğnden zevk alır. Yediklerini midesinde öğütmek çok zevklidir. Kimi insan da yaşamanın güzelliğinden yemek yemeyi sever, aslında sevdiği yemek yemek değildir ancak sebep sonuç ikişkisinde yaşamanın temeli yemek yemektir.

        Yemek yemenin temelinde insan oğlunun doyumsuzluğu ve değişken zevkleri yatar. Her ülkenin her bölgenin değişik tatları mevzu bahistir. Türk mutfağı, Fransız mutfağı, Uzak doğu mutfağı vs.vs.... Bu örnekler aslında insan oğlunun değişlenliğe ne kadar muhtaç olduğunun göstergesidir.

         Ancak bende durum biraz farklı. Ki benim gibi olan milyon insan vardır dünya üzerinde. Benim için yemek yemek zaruriyetten ve ihtiyaçtan öte bir şey. Benim için yemek muhteşem büyük bir zevk. Aynen seks yapmak gibi, ön sevişme gibi, ibadet gibi, zevkin doruklarında bir olgu. Mesela sindirmenin. Benim için hiç bir önemi yok. Yediğimle sindirdiğim farklı olabilir hiç umrumda olmaz. Çiğnediğim, tadına baktığım yiyeceğin gırtlağımdan geçtikten sonrası çok önemli değil yani. Bir lokma etin, bir kaşık çorbanın, bir tabak ıspanağın değeri benim içi bir çok şeyle eş değer.

         Misal bir dikim şöbiyeti ağzıma attığımda dünyanın en sağlam uyuşturucusunu almış oluyorum. Veya bir tabak aşure yerken en iyi kafayı ben yaşıyorum. Karnı yarık yerken dünyanın en güzel müziklerini dinliyorum. Mesela karamelli dondurma yerken resmen altın vuruş yapıyorum. Heleki sonrasında içtiğim limonlu soda ve sigara sex sonrası bir duygu adeta.

        Açıkcası benim yaşadıklarım bunlar. Bu yazıyı okuyup sapıklığa yorana hayret ederim ;)